15 Kasım 2011 Salı

Spor Salonu Gözlemleri Vol. 1

Aşk acısı çekiyorum, hayatta kimse beni sevmiyor, ben çirkin miyim acaba? sorularıyla baş ederken gaza geldim. Mutluluk insanın içindedir dedim, o gazla kendi adıma birşeyler yapmaya karar verdim. Veee spora yazıldım. Yogaya gittiğim spor salonunda başlayayım, hem babam da oraya gidiyor yabancılık çekmem, indirim alırım falan diye düşündüm. Spor çantamı hazırladım. Hayır içini gören kesinlikle spora gittiğime inanmaz. El kremi, törpü, pamuk, aseton (hayatta ucu çıkmış oje kadar çirkin gözüken şey yoktur benim için), yara bandı, ped, ıslak mendil vb. gerekli ama gereksiz şeyler.

Ultra hazır çantamla gittim spora. Anaaammm o ne ya, insan mı bunlar diye salyalarımı akıta akıta çam yarması hocamın yanına gittim. Tabi ben yogaya sabahın köründe gittiğim için görmüyormuşum bu yavruları, yoksa bu kadar geç kalır mıydım spora yazılmak için?! Oh cennete düştün kızım derken yağ ölçümü, kg, kas ölçümü yapıcaz dedi benim çam yarması. Nasıl sıkıntı bastı. Hay allahım sünger olmuş bacaklarımın içinde ne yağ vardır allah bilir, hele 7 kg verdikten sonra sarkan su göbüşüm kaç kg çekiyordur acaba diye düşünürken çıktım o lanet aletin tepesine. Normal insanda yağ sınırı 10 ila 20 arasıymış. 10'un altı kötüymüş. İşte hoca o an dünyanın en güzel iltifatını etti bana, "Canım buradakilerin sinirini bozma ve gelme spora. Yag oranın 11 çıktı. Hadi sen git sonra yogaya gelirsin." Allahım hayatımda bir yerden kovulacağıma bu kadar sevineceğimi hiç düşünmezdim. İşte biliyordum spor hemen mutluluk hormonu salgılamaya başladı bile!!! Ama gider miyim ben o cillopcanları gördükten sonra, mazallah kılımı kıpırdatmam!

Çıktım yürüyüş bandına, tempolu tempolu yürüyorum. Her yer ayna, salonun öteki ucundaki adamın 4 tarafını görebiliyorsun. O an fark ettim ki koca salonda 3 kadın, 25 tane erkek var. Ve kesinlikle spor salonları erkeklerin göz ziyafeti çekebileceği bir yer değil. Tam tersi kızlara ziyafet. Gelen hatunların  hepsi tombik ama paşalarım oyle mi? Onlar six pack yapmaya gelmiş, kaslı insan yavrucakları. Haa olayı abartmış, popom kadar kol kası olan çam yarmaları da var, ama ben onları listeme eklemiyorum zaten.

Salonda herkesin bir havlusu var. Napıyorlar lan bu havluları, aygır mıdır nedir bunlar, o kadar çok mu terliyorlar diye düşünürken neden herkesin bir tane havlusu olması gerektiğini mekik çekme odasında anlamış oldum. Minnicik bir oda, tabi ki heryer ayna. Yerde mavi minderler var, onların üstünde kas yapmak için hırpalanıp duruyorsun. Ben yüzüstü yapılan bir harekette can çekişiyorum, haliyle terledim. Ama popom arkadan açılıyor mu allhım sudan çıkmış balık gibi mi çırpınıyorum acaba şu an gibi şeyler düşünmekten ter mer görmedi gözüm. Ellerimi bir kaldırdım, anaaammm o da ne beş parmağımın olduğu yer göletcik olmuş. Tepemde efsane göz rengi olan bir hoca dikiliyor. Napıcam, artık rezil oldum bir kere diyip şöylecene göletcigi elimle dagıtıp, hiçbir şey olmamış gibi arkamı dönüp çıktım odadan. O günden beri havlu candır, kandır diyorum, başka da bir şey demiyorum!

Şimdilik izlenimlerim bunlar. Görüldüğü üzere sağlıklı yaşam umrumda değil, önemli olan mutluluk hormonu salgılamak ya da hormona gerek kalmadan beni mutlu edecek the one'ı bulmak ! Şimdilik çok mutluyum o bana yeter, tabi havlum yanımda olduğu sürece...

1 Kasım 2011 Salı

Bokyedibaşı Dostlar

Hani Aykut Ogut'un da dediği gibi bokyedibaşı arkadaşlar vardır hepimizin hayatında. Bu insanlar kendi hayatlarına, yaptıklarına, icraatlerine bakmadan, kendileri sütten çıkma ak kaşıkmış, bir kanatları eksikmiş gibi sizi ya da başkalarını eleştirir, dedikodusunu yapar, karalama kampanyaları başlatır.

Bu tip insanlarla karşılaştığım zaman insanların neden katil odluğunu daha iyi anlıyorum. Hiç karıncaya kıyamam vik vik falan demeyin. İnsan sinirlendi mi öyle bir gözü dönüyor ki vallahi anında karın deşen Jack'e dönebiliyor. Korkmayın, işlediğim bir cinayeti itiraf falan etmeyeceğim. Sadece böyle insanlardan birinin uzun zamandır hayatımda olduğunu fark ettim. Bu insan bana ahlak konusunda ahkam kesmeye çalıştı. Açık bir şekilde kuyruk sallıyosun erkeklere dedi. Way arkadaş sen misin bana bunu diyen. Haddini bilmez bu zaatı muhterem önüne gelen her kızla yatan, benim ondan hoşlanıyor olduğumu bilip bu durumdan faydalanmaya kalmış ama sonra çok "ahlaklı" olduğu için kendine hakim olmuşmuşşş bir kişilik. Ne kolay arkadaş öyle, sen bütün adilikleri yapacaksın, sonra kalkıp ahkam kesecek, karşındakini eleştirecek yüzü kendinde bulacaksın.  Ben yaptıklarını sineye çekmiş, seni affetmişim bir kıymet bil dimi? Yooookkk!! Niye? Çünkü o erkek. O yapar, sen bunun hesabını soramazsın. Bunu da oldum olası anlayamamışımdır. Neden erkeklerin yediği her bok matah bir şey olur da, iş kadına gelince orospu, ahlaksız, tü kaka olur? Ama yooookk, ben at gözlügü takıyormuşum, atacakmışım artık bu kalıpları üstümden. Ben o kalıplarımdan sıyrılsam yemin ederim yollunun öde gideni olurum.

İnsan hayatına soktuklarını hiçbir zaman tanıyamıyor işte. Arkadaş diyorsun, buluyor içine sıçacak bir nokta. Neyse bir son bahar temizliği yapmak lazım. Hem hayatımdaki insanlardan hem de anılarımdan....