18 Ocak 2013 Cuma

Flört Dersi 101

Hayat çok ilginç,tam umudunun bittiği anda karşına süprizler çıkıyor. İki yıldır kimseyle çıkmadığım aşikar. Tek taraflı bir aşkın peşinden koşup, sefil olmuş olmam da ortada. Heralde ben yalnız ölücem diye düşünürken, karşıma biri çıktı. 

Çalışmadığım için sıkıntıdan ölmemek adına spora verdim kendimi. Geçen sene de depresyona girince aynı şeyi yapmıştım. Kadınlar saçlarını boyatır böyle durumlarda, ben spora yazılıyorum. Neyse spora ilk başladığımda salonda göze çarpması imkansız derecede yakışıklı birini görmüştüm. Oha heralde ya model ya da ünlü ben tanımıyorum. Halktan olamaz diye düşünmüş ve nasıl olsa böyle bir tiple işim olmaz diyip bir daha hiç incelememiştim adamı. Nasıl sadıkmışsam artık yüzüne bile bakmamışım. Geçenlerde pilates dersinden çıkarken hoca beni kenara çekip, birinin beni beğendiğini, düzenli bir ilişki istediğini söyledi. Allah allah daha ne kadar bakımsız gidebilirim ki spora, bu salondakiler bende ne buluyor acaba diye düşünürken fotoğrafı gösterdi. Anlaşıldığı üzere model görünümlü insan dışı varlığın fotoğrafıyla burun buruna geldim. Kem küm derken sevgilin yoksa bir gün dışarı çıkalım da tanıştırayım sizi dedi ve gitti hoca. 

Ertesi gün bir buluşma ayarlandı. Ay nasıl kıvranıyorum, hiç gitmek istemiyorum. Utanmasam eve kitlicem kendimi. Nasıl uzak kalmışım flört olaylarından. Bir insanla nasıl tanışılır, ne konuşulur falan herşeye uzağım. Ne hocayı ne de çocuğu tanıyorum. Gidicem, ne konuşucam yani? Arkadaşımı aradım, resmen benimle gelsin diye yalvardım. Kezbanlık etme, hayatına devam etmek istiyorsan yaşının insanı ol ve git şeklinde bir saatlik bir nutuk çektikten sonra evet ya, kaybedecek bir şeyim yok, en kötü bir kahve içmiş olurum dedim ve görüşmeyi kabul ettim.

Görüşmeye gitmeden bir araştırıyım çocugu dedim. Adam harbiden model ve oyuncuymuş. Ama çocuk da öyle bir tip var ki kendini teslim et, 5 dk sonra seni sikip atsın. İlişki adamı dışında her boka benziyor. Kız geçmişi çok, hep muhabbeti bel altıdır, geyiktir şeklinde feedbackleri aldım. Hah dedim kızım afferim, bir sosyopattan çıktın, şimdi de elin sapığını buldun.

Akşam görüşmeye gittim. Kendimi şartlayıp duruyorum. "İki yılın ağlamakla geçti, özgüvenin yerle bir oldu, sürekli kırıldın, üzüldün. Böyle mi geçsin hayatın istiyorsun? İstemiyorsan önüne bakmak için fırsatın var." gazını kendime verdim ve buluşma yerine gittim. Nı nııııı! Arkadaş sözü dinleyen kafama edeyim ben. İki kız,iki erkek gelmişler. Olduu o zaman iki tanımadığım insanla ne konuşucam derken, dördüyle halay çekerim artık. Resmen görücüye çıktım. Gece hayatının incelikleri, çorbacı adreslerinin, kol kası çeperinin, adonislerinin uzunluğunun tartışıldığı bir saatin sonunda çocukla kurduğum 10 cümle dışında sanırım konuşmadım. Bira bardağına kafamı sokup, kendimi boğma şansım olsa vallahi yapacaktım. En sonunda arkadaşıma mesaj attım kurtar beni diye. Hemen aradı, "aaa canımm kalkıyor musunuz, hmm arabada mı var. Oldu o zaman geliyorum bennnnn!" naralarını atıp, kaçtım.

Hem ilişkilerden çok uzak kaldığımı, hem de içimdeki flörtözün adeta evrim geçirip bir öküze döndüğünü fark ettim. Körle yatan resmen şaşı kalkıyormuş. Ve geceye dair içimdeki tek üzüntü, "Kuzey ve Güney vardı bugün, onu izlerdim hiç olmazsa ya." oldu. İçimdeki romantik kızı katleden o allahın ayısına kazanlarda kaynamasını dilemekten başka bir şey yapamıyorum. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder