26 Aralık 2011 Pazartesi

Çingıl Bels, Çingıl Bels

Sabah ofise giderken tost alayım dedim. İçerde Frank Sinatra'nın söylediği versiyonuyla Jingle Bells çalıyordu. Biliyorum gavur icadı, emperyalizmin bir tuzağı gibi bir sürü şey söyleyebiliriz bu yılbaşı kutlamalarına. Ama ben onlardan değilim işte. Hep Hollywood filmlerindeki gibi yılbaşı kutlamaları hayal etmişimdir. Herkesin evinin dışını ışıklandırdığı, her yere bembeyaz karın hakim olduğu, ökse otlu kapı girişleri, tarçınlı kurabiyeler, şömineye asılmış kocaman içi şeker kamışlı dolu kocaman çoraplar ve işte o filmlerde izlediğimiz herşey... Hep bana masal gibi gelirdi bu görüntüler. Çünkü bizde yeni yıl dönemleri pek hüzünlü pek sıradan, hatta pek yalnız geçerdi. Öyle mutlu aile tablosu falan çizmezdik. Ama yine de böyle sıcak bir tabloyu hayal etmek suç olmamalı... Tabi gerçekler çok acı. Ben pijama, terlik ve Victoria Secret tadında bir yeni yıl gecesi geçireceğim. Ama canım anneannemin bu duruma bir çözümü var. Aynen şöyle dedi, " Üzülme kızım, tavuk yaparız oturur televizyon izleriz." Annemle bir an bakıştık, başladık gülmeye. Avutulacak bir yanımız bile yok yani. İşte sevgilisiz olunca böyle oluyor. Arkadaşların sevgilileriyle yılbaşı gecesi fink atarken, sen evde on iki olunca kırmızı donumu giyeyim de  yatayım diye bekliyorsun.

İşte tam da bu sebeplerden yeni yıl listemin şu şekilde hazırladım;

* Bu yıl şahane bir ilişki yaşayacağım. Beni çok mutlu eden, yanında çok eğlendiğim, tutku dolu bir adamla...
* İşimle ilgili istediğim noktaya gelip, maaşımı katlayacağım ki body & bath'deki bütün kremler benim olsun ^_^
* Sevdiğim dostlarımı yakınımda, yanı başımda tutacağım. Ellerimi bırakmasınlar diye de her gün dua edicem.
* Sporu bırakmayacağım!  " Bir aydan sonra gelmezsin yeeaaa.." diyen yavşak dostlarımı göt edicem.
* Minimum bir yurt dışı tatili yapıcam, o da minimum yani. İki olur, üç olur fark etmez :)
* Rusça'yı unutmamak için oturup, defterlerimi hatmedicem!
* En önemlisi artık araba kullanmayı öğrenicem!!

Bu yıl benim yılım olsun, valla olsun artık!


12 Aralık 2011 Pazartesi

Yarim, Ben Seni Başka Hayal Etmiştim

Evrenin kötü bir espiri anlayışı var, yukarıdakinin de. Pozitif düşüncenin dibine vurdum ama yok kör olasıca evren duymadı beni. Ayrıca da dünya gereğinden fazla küçük. Çekim yasası tüüü sana. Bana çekmen gereken başka şeyler var. O bu değil!

Anlaşıldığı üzere Perşembe günü çocuk gelmedi. Ohh be babam bugün sporda yok, çocuğu tavlicam, Merhaba'yla muhabbete girip sohbeti koyulaştırıcam, yıh yıh! şeklinde hayal kurarken o pislik herif kalkıp gelmedi. Kendimi ekilmiş gibi hissettim, bir de üstüne salak gibi çocuğa sinirlendim. Sanki gerçekten sözleşmişiz de, o beni ekmiş gibi. Böyle de şizofren bir insanım işte. Çocuğun hiçbir şeyden haberi yok oysa.

Cumartesi günü arkadaşımla buluştum. Anlatıyorum çocuğu, şöyle yakışıklı böyle güzel gözlü, öyle öküz diye. Resmini görmek istedi, googledan hemen gösterdim resmini. Kız demez mi, "Ben bu cocugu tanıyorum, aynı evde kalmışlığı bile var." diye! Yehhhuuuu artık tanısabilicez diye o 10 sn.lik süreçte kendimden geçtim. Ta ki arkadaşım, "Gerizekalı mısın, bula bula bu mongolumu buldun!" diyene kadar. Hayıııırrrrrrr!!!! Çocuk kimseyle konusmazmış, arkadaşlarıyla hep evde takılır, eve karı kız atarlarmış. İşlerini gördükten sonra kızları yollar ps oynamaya devam ederlermiş. Ama işin garibi Dartanyan'ın yanında bugune kadar hiç kız görmemişler. Nı nıııı!! Gay mi yani çocuk dedim. Valla bilmiyorum olabilir dedi. Hay Allahım şansımın orta yerine tükürmeyi geçtim sıçayım yani. Yuh bana yuh!

Dünya neden bu kadar ufak ki. Görmek istediğin insanları bir türlü kendine çekemezsin, ama bilmek istemediğin şeyleri duyabileceğin insanlar hemen çöreklenir hayatına. Oysa ben ne hayaller kuruyordum. O benim  cool sevgili aday adayımdı. Kanka dediğim çocuğa aşık olduktan sonra, onu unutmak için muhteşem bir yol diye düşünmüştüm. Ama yok, bekarlıktan kuruyup gidicem işte! Of offff!

8 Aralık 2011 Perşembe

İlk Adımı Hangi Taraf Atarsa Atsın, Yeter ki Benim Ol Baby !

Ataerkil bir toplumda yetiştiğimiz için genelde Türkiye'de bayanlar ilk adımı erkekten bekler. Benim neyim eksik diğer Türk kızlarından, ben de tabiki öyleyim. Yani öyleydim. Ta ki sporda ki yakışıklıya kadar. Yürüyüş bandında deli dana gibi yürürken (!) bir anda yanımda uf puff demden koşan şahane varlığı fark ettim. Nasıl güzel bir yüzü var, nasıl anlamlı gözleri var anlatamam. Dartanyan gibi bıyığı var, sakalları var.   Aynadan ufak ufak kesmeye başladım. Anaa göz göze geliyoruz. Yuppi o da beni fark ettii! Ama bir dakika, noluyor ya? Ben niye göz göze geldik mi hemen kafamı çeviriyorum, neden hiç umrumda değilmiş alt mesajını veriyorum?

Hayyyıırrrr ! Egom bunu bana yapamazsın, ben çocuğu çok begendim. Yaa nolmuş bir kerecik de ben baksam dik dik bir erkeğe, ne var yani ? Çocuk da hiç adım atmıyor. Sadece kaçamak kaçamak birbirimizi dikizliyoruz. Niye gelip tanışmıyorsun, bir merhaba demiyorsun be adam ! Bir şey yapmam lazım ama ne? Hemennnn resepsiyondaki kıza gittim, çocugu gosterdim. Adını soyadını ögrendim. Hafiye ben hemen googleladım cocugu. Allah'ım cocuk ödüle doymamış görsel tasarımda dalında. Tek çıkan sonuç, yüzlerce gazetede onun ödül alırkenki resimleri. Sanki paşam ödül alana kadar hiç yaşamamış, ödülü almış ölmüş! Ne facebook, ne twitter. Önce bir sevindim. Alahım sosyal platformlara bulaşmayan adamdan 10 tane cocuk yaparım ben diye hayallere daldım. Sonra cocuk hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadığımı fark edince, bu durum hiç de hoşuma gitmemeye başladı. Nasıl bir insanın sosyal iletişim hesabı olmaz? Ben nasıl tanışıcam bu çocuklaaaaaa =( Kimseyle konuşmuyor. Geliyor, sporunu yapıyor ve gidiyor. Gece 102a kadar spor salonunda olan bir adamın sevgilisi olamaz bence.

Ben gerçekten salağım. Yahu babamla aynı salonda spor yapıyoruz. Adamın poposunun dibindeyim sürekli. İki mekik hooop babamın yanına, üç dumble kaldırıyor hemen pıtı pıtı babama maymunluk yapmaya gidiyorum. E gerizekalı karı, çocuk nasıl tanışsın seninle. Babanın olduğu ortamda kıza mı yazılır?! Salak, salak, salak! Ama herşeyin bir çözümü var :) Babamı aradım, Perşembeleri gelmiyormuş. Ve işte o büyük gün, bugün! Ben bugün ne yapıp, ne edip Dartanyan ile tanışmam ena zından bir Merhabalaşmam şart! Ama nasıl??

Off off yıllarca öyle çok alışmışım ki ilk adımı akrşıdan görmeye, şimdi nasıl yapılacağını bilmiyorum. Nasıl utanıyorum, kızarıyorum. Sanki lisedeyim. tenefüs çalmış, koridorda hoşlandığım çocuğu arıyor gözlerim. Gördüğüm anda da utangaç utangaç kafamı çeviriyorum. 25 yaşına geldin, yaşıtların evlenmeye başladı patır patır. Sen mal gibi daha bir Merhaba diyeme emi! Ama bugün başka. Valla kırıcam zincirlerimi. Şimdiden aynanın karşısına geçip gülümseme çalışmalarına başladım bile...


4 Aralık 2011 Pazar

Bir Pazar Günü Hayali

Böyle bahardan kalma kış ortası güneşli Pazar günleri bende hep keşke bir sevgilim olsa hissiyatı yaratıyor. Pazar sabahı sevgilimin kokusuyla uyansam,  eşortmanlarımızı giyip, yüzümüzün dörtte üçünü kaplayan güneş gözlüklerimizi takıp deniz kenarına kahvaltı etmeye gitsek. Kahvaltıdan sonra türk kahvelerimizi içerken, sevdiğimiz köşe yazarlarını okusak. Sonra da sahilde yürüyüşümüzü yapsak el ele... Çok güzel olmaz mıydı? Yer yüzünde bu hayallere hayır diyebilecek bir kadın tanımıyorum. Her Pazar günü koluna sevgilisini takıp bruncha giden kızları çok kıskanıyorum! Umudumu kaybetmeyeyim diyorum ama benim bu hayallerim hep aptal Hollywood film karelerinde gerçekleşecek cinsten.

Hahayy benim erkeğe mi ihtiyacım var bir Pazar gününün keyfini çıkarmak için diyip alıyorum kitabımı, mp3 playerımı atıyorum kendimi sahile. Ama arkadaş herkes mi çift olur? Bir ben mi yalnızım şu dünyada yahu. Özgürüm ben, kendi kendime yeterim diye gazı alıyorum, sonra çiftleri görüyorum asabım hopluyor. Sanki evren bana bir tarafıyla gülüyor, bunu da gözüme soka soka yapıyor. Oysa hava soğuk olunca öyle mi? Hepsi çil yavrusu gibi dağılıyor, gereksiz vıcık vıcık aşk böcüklerini seyretmek zorunda kalmıyoruz. Sanki bir tuş var, hava güzel olunca biri ona basıyor ve bütün çiftlere toplu bir msg gidiyor; "Hava güzel, çıkın sokağa gıcık edin bütün bekarları! "

Ben mutluluğu kovalarken bekar geçirdiğim koca bir seneyi geride bırakmışım. Andım olsun, bir sonraki güzel havada eger bir sevgilim olursa, bekar yalnız kızları mutsuz etmemek için hep kuytuya kaçıcam. Ama şimdilik bütün çiftlerden nefret etmekte bir sakınca görmüyorum. Tamam ya kıskanıyorum işte, ne var yani :(