29 Temmuz 2012 Pazar

Pes ediyorum...

Aşağıda okuyacağınız yazı, bir dertleşme yazısıdır. Depresyona giremem diyenlerin okumaması tavsiye edilir.

Kendimi kirlenmiş, sevilmeye layık olmayan, saflığını yitirmiş, başarısız, sevgisiz, değersiz, çirkin ve sıradan hissediyorum. Bunların hepsini bana hissettiren tek bir kişi ve bu kişiyle yaşadığım sayısız olay...

Beni sevmesini istediğim insana son bir çırpınış bedenimi açtım. Bilmiyordum ruhumda açacağı yaraları.

Bir insan seni sevmiyorsa, kendini zorla sevdiremiyormuşsun. Sen istersen dünya güzeli ol, ister zeki, çekici ne olursan ol, bir insan seni sevmiyorsa sevmiyormuş. Gerçekler de insanın canını yakıyormuş. Sözler kulaklarında çınlayabiliyor, aklına  geldikçe seni yaralayabiliyormuş.

Benim ondan vazgeçememe o, "ego" bense, "sevgi" diyorum. Ancak hangi sevgi bu kadar hastalıklıdır ki? O, sana sözleriyle hayatı dar ediyor, mütemadiyen seni yok sayıyor, seni sadece et parçası, cinsel bir obje olarak görüyor, senin sevgine, varlığına saygı göstermiyor, hayatından gitmek istediğinde buna da müsaade etmiyor ama hayatına da tam anlamıyla sokmuyorsa bu ilişkideki sevgi nasıl bir sevgidir ki? Ben niye müsaade ediyorum bana bu denli zarar vermesine, bu denli mi kıymetsiz benliğim kendi gözümde?

Belki de ben kendimi yeterince sevmediğim için bu saygısızlıkları, bu muameleleri kabul ediyorum. Aklı selim her insan kendini söküp atar böyle bir ilişkiden. Ego da diyemiyorum bu yüzden. Ego olsa benliğimi öyle sever, öyle kabullenirdim ki kimseye müsaade etmezdim beni böyle hırpalamasına.

Onu böyle mantıksız bir şekilde severken, neden yapılması gerekeni yapamıyorum? O kadar körü körüne bağlıyım ki ona izin vermiyorum kimselerin hayatıma girmesine. Oysa biliyorum çivi çiviyi söker.

Her ondan vazgeçtiğimde,körü körüne yeniden bağlanıyorum.Vazgeçtiklerimiz, bırakamadıklarımızdır aslında. Ama ben bırakmak zorundayım, bitmek zorunda bu eziyet. Hayatta yaşadığımız herşeyden biz sorumluyuz. Biz müsaade ettiğimiz, biz kararlar aldığımız için yaşanıyor herşey. O halde mutluluk da benim elimde, mutsuzluk da. Sadece bir seçim meselesi.

Yeniden eski ben olabilirim. Başarabilirim yaşanılanlardan arınmayı. Herşey bana bir ders, bundan sonraki yoluma bir ışık belki de... Onun yüzünden kaybettiğim öz saygımı yeniden kazanabilirim. Yeter ki kararlı olayım, yeter ki onun sözlerine kanmamayayım. Madem hayatında kıymetsizim,  varsın olmayıvereyim hayatında.

Yeterince çabaladım, herşeyi denedim beni onu sevdiğim gibi sevebilsin diye. Eğer olmuyorsa ben pes ediyorum, kabul ediyorum yenilgiyi. Vazgeçiyorum senden de, umutlarımdan da...





18 Temmuz 2012 Çarşamba

Happy Birthday To Me !

Her yaş beni daha da büyütüyor ben küçük kalmak istedikçe. Kulaklarımda, "Küçüğüm, daha çok küçüğüm bu yüzden bütün hatalarım..." Sıkıntılı, aşk acısı çektiğim bir yılı bitirdim bugün. Yeniden doğmak istedikçe, küllerimde boğuldum. Kalktım, düştüm, durdum, devam ettim. Kanatlarım kırık, yüreğim ağır ama dostlarım, ailem, sevdiklerim hala benimle. Bu yüzden bir bakıma en şanslı yılımı geçirdim. Bugün ben doğdum. Dün ben bendim, bugün yine benim. Sadece bir sayı fazlayım...

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Bir Özgüven Abidesi, Kuaförler

Ofisten bir arkadaşımızı evlendirdik. Bayanlar için önemli mevzudur bu tip günler. Simli makyaj, kuş yuvası simli-spreyli topuz, pullu-payetli çanta olmadan bir düğün hayal edilemez. İnsanlar genelde güzelden çok, 10 dk sonra Günay'da sahneye çıkacak bir Muazzez Abacı modundadır. Düğün öncesinde eğer kokteyl yapılıyorsa, hanımlar endam sergiler, hemcinslerinin kıyafetlerini çekiştirir, "Ay falanca ne kadar kilo almış yahu, Necla'nın makyaj ne öyle ayo1 " cümleleri olmazsa olmazdır.

Düğünden bir hafta öncesinden bende hazırlıklar başladı. Kıyafet, takı, ayakkabı, çanta. Hepsi tamam. Tek sorun kuaforümün Pazar günü kapalı olması. Bilmediğim bir yere gitmek istemesem de el mahkum, gidilecek artık. Cumartesi gününden bir yer bulundu, kuaforle görüşüldü. İstediğim basit balerin topuzu izah edildi, 45 dk süreceği bilgisini de aldım. Makyözümden kuaför sonrasına randevumu da aldım. Herşey yolunda giderse eğer evden çıkış saatimden 1,5 saat önce evde olabiliyorum. Herşey süper gözüküyor buraya kadar. Ama tabi bu düşüncelerim kuaförün kendisini Maddonna'nın saçlarını yapıyor havasındaki bir psikopat olduğunu öğrenmeden öncedendi.

Saçıma fönüm çekildi, tepeden at kuyruğum yapıldı. Bir baktım, kuaför saçımın önüne maşa yapmaya başladı. Aysel Teyze havasında yüzüme lüleler düşüyor. Neden yapıyorsunuz maşayı, sıkı bir topuz olacaktı benim saçım dediğim, işte o kritik cümleyi duydum. "Kendini bana bırak hayatım, harika birşey yapacağım sana." Dı dınn dı dınnn ! İşte o noktada kabus başladı. Kardeşim söylesene saçıma naptığını! Senden süpriz isteyen mi oldu ? Ben ne istediğimi söylemişim, nedir bu kendi sanatını yaratma çabaları ? Adam saçımın yarısını maşaladı, derken tarağı aldı, saçlarıma krape atmaya başladı. Gözlerim animeler gibi açıldı. Napıyosun ya, ben krape falan istemiyorum diye çemkirdim. "Ama tatlım dur önce bir yapayım, gör beğenmezsen bozarız." Oğlum bak git ! 45 dakika da biter demişsin, 1,5 saattir o koltuktayım. Hala neyi bozarız diyorsun it ! O sırada makyözüm arayıp, beni bir güzel haşladı. Nerdesin sen, Pazar günü gelmiş dukkanı açmışım senin için diye. Sonra da yüzüme kapadı bir güzel. Benim iyice sinirlerim gerildi. Öldürücem kuaförü. Artık bakmıyorum bile naptığına. Yapsın da gideyim derdindeyim. Ben bunları düşünürken, adam bütün saçları bozmasın mı ! Beğenmemiş beyfendi. Lan osuruk kafalı, benim dediğim saçı yapsana! Hala niye uzatıyorsun, neyin özgüveni bu ?! SAçıma öyle berbat bir topuz yaptı ki, ben işe gelirken daha güzelini yapıyorum öyle diyim !

Kuaförden çıktım, koşa koşa makyöze gittim. Taksi bulamadım. Makyöz saçımı görünce halime acıdı. Bu ne be ! diye kaldı. Bir baktım ki adamın yaptığı topuz enseme düşmüş. Artık iyice bozulan sinirlerimle başladım gülmeye. Neyse makyözüm on parmağında on marifet bir kadın olduğu için, saçımı şahane yaptı. Keşke baştan ona gitseymişim !

Böylece anlamış oldum ki, bir bilmediğin kuaföre gitmeyeceksin. İki, asla ama asla "Sen bana güven, çok güzel olacak." diyen kuaföre güvenme !