14 Mayıs 2013 Salı

Özlediklerim...

Özlediklerim var benim. Ne kadar kızsam da, ne kadar canım yansa da asla özlemekten vazgeçmediklerim...
İnsanı en çok sevdikleri üzermiş, değer vermediklerin zarar veremezmiş kalbine. Benim de öyle. Hep en çok sevdiklerim üzdü beni. Çünkü ben sevince çok içten, saf, en çıplak halimle sevdim onları.

Bilirsin kalbin derinliklerinde herkesin sırları vardır. Bazen kendin bile yüzleşemezsin. Hayattaki en büyük mahremimi açtım ben sevdiklerime. Hayatta her zaman karşına böyleleri çıkmaz. İnsanın onlarca dostu olmaz ki zaten. Ne yazık ki ben o nadir bulunan dostlarımı tutamadım yanımda. En çok onlar acıttı canımı. Uzatamadım elimi, adım atamadım, sindiremedim, kabullenemedim... Affediciliğimin tükendiği noktada bir daha  cesaret edemedim, bir daha canımın yanmasını göze alamadım. Hep geride, anılarda bıraktım dostlarımı.

Hepsini o kadar çok özlüyorum ki... Özlemek insanın en büyük laneti olmalı, bu kadar can acımazdı yoksa. Özlemek, aldığım nefes bile olabilir. Ciğerlerimin bu kadar yanmasının başka bir açıklaması olamaz. Ne kadar zaman girerse girsin, yaralarım açıkta küf tutmuş olsun yine de onları çok ama çok özlüyorum. Bazen rüyalarıma giriyorlar. İşte o zaman geçmiş geride kalıyor. Sıkıca sarılıyorum, kokularını içime çekiyorum sanki rüyalarımın kontrolü bendeymiş gibi. Kahkahalar atıyorum onlarla. Rüyalarımda yeniden eski ben oluyorum. Uyanıyorum, göz yaşlarım kulak içlerime akıp göller oluşturuyor. Canım yanıyor. Yanımda olsalar keşke hiç gitmemiş olsalar diyorum. Kim bilir belki de ben onları değil, onların yanında olabildiğim o kızı özlüyorum...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder