14 Eylül 2013 Cumartesi

Hayat bir viraj, duvara toslamam an meselesi

Hayatta bazı şeyler hep istemekten vazgeçtiğimiz zamanlarda gelir. Örneğin ilişki istemiyordum, hop sevgilim oldu. İyi ki de oldu, o ayrı. Ama sonuçta istemiyordum,istemekten vazgeçeli de çok olmuştu.  Şimdiyse hayatımın en güzel, en huzurlu günlerini geçirdiğimi, işsizliğe iyice alıştığımı ve gerçek anlamda mutlu olduğumu düşündüğüm şu günlerde hop karşıma iş fırsatı çıktı.

Bütün yazı tatil yaparak, gezip, tozarak geçirdim. Sonbahar malum kapıda, benim aklım hala beş karış havada. Sanki hiç bu güzel havalar bitmeyecek, param suyunu çekmeyecek gibi yaşıyorum. Ama biliyorum ki Ekim geldiğinde, bizimkiler yazlıktan dönüp, gökyüzünü kara bulutlar kapladığında evde oturmak, işsiz olmak canımı sıkacak. Ha denince iş bulunmadığını da anlamış oldum koca bir kış. Hele benim istediğim pozisyonu bulmak neredeyse imkansız. Türkiye ekonomisi bu, ne zaman ne olacağı belli olmuyor. Gezi olayları, Suriye savaşı derken tekrar bir krize ülkece girmemiz kaçınılmaz. Bu dönemlerde de işten çıkarımların olacağı aşikar. Eh bir sürü işsizden bana sıra gelir mi bilmiyorum. Kısacası artık bulduğum bir işe burun kıvırmadan yerleşmem şart.

Gelelim karşıma çıkan iş teklifine. Eniştem Türkiye'nin önde gelen büyük bir firmasında genel müdür. Bir konuşma ortamında ithalat departmanında boş bir pozisyon olduğunu duyuyor ve beni öneriyor. Firmanın kurumsal olması, şartları iyiliği yerinde. Hemen görüşmeye çağırdılar. Buraya kadar herşey güzel. Burdan sonrası sıkıntılı. Görüştüğüm iki ayrı müdür de CV'min bu pozisyon için fazla iyi olduğunu, yetilerimin bu pozisyonda körelebileceğini ve işin beni mutlu etmeyebileceğini söyledi. Anladığım kadarıyla iş zor bir iş değil, İngilizce bilmek yeterli, öğrenilebilinecek bir iş. Benim kafamdaki yol ise, şirkete girip ve kendimi gösterip iletişim departmanına geçmek.  Bu konuyu İK'ya açtığımdaysa , bunun zor bir ihtimal olduğunu, bu tip rotasyonlarda mühendisleri tercih ettiklerini, bu pozisyonunun önünün kapalı olduğunu söylediler. Kim yükselemeyeceğini bildiği bir yerde motive olup işine asılır ki? Benim iletişim tarafında ilerlemek istediğim düşünülürse, ithalat departmanında çalışmak benim için zaman kaybı olmaz mı? Ayrıca iş şirketin Gebze'de olması da mideme oturuyor. Her gün o yol nasıl gidilir bilmiyorum. Sabah 8'de mesainin başladığı düşünülürse biraz kabus gibi geliyor bana.

Yine kafamda deli sorular. Ne yapacağımı, nasıl bir yol  ilerleyeceğimi bilmiyorum. Ama artık bir yerden başlamam gerektiğini ve para kazanmaya ihtiyacım olduğunu biliyorum. Eski işime girerken de önüm kapalıydı, sırf para için girmiştim. Ama her şey farklı olmuştu.Kim bilir yine belki öyle olur.