26 Ocak 2012 Perşembe

Zam Bile Haram

Hayatın saçmalığını tartışmayacağım ama insanların kıskançlıklarını, hazımsızlıklarını tartışabilirim. Ağustos ayından beri iş yerinde başka bir sorumluluğu iki iş arkadaşımla beraber üstlendik. İki ayrı görevi aynı anda yürütüyorum. Bu durumun geçici olduğunu, pozisyon dolana kadar idareten böyle olacağını söylediler. E ben de zaten geç, çömez elemanım, deneyimsizim. Ohh mis deneyim kazanıcam diye atladım. Çok da keyif alıyorum yaptığım işten. Maddi olarak da hiçbir şey de vermiyorlar haa, öyle maaşı ikiye katladım zannedilmesin :)

Gel zaman efenim, git zaman müdürler karar vermişler cüzi de olsa minik bir zam yapmaya.  100 lira fark ediyor diyim ben, sen anla cüziliği :) 3 kişiyiz ya, 1 kişiye daha yapıldığından eminim ama üçüncü kişi zaten müdür konumunda ona da gidip, "Zam aldın mı la hacı?" demedim. Ofiste çok yakın olduklarımla paylaştım biliyor musunuz ben zam aldım yih yih diye. Meğerse benim müdüre zam yapılmamış, adamın da haberi yokmuş zam olaylarından. Aylık toplantıda demez mi bizim gençler emek harcıyo, karşılığını alamıyorlar diye.  Bu sefer de biz saklıyormuşuz herkesden konumuna düştük. Way efendim niye gizli kapaklı işler dönüyormuş, neden söylenmiyormuş? Sana ne aq! Elime pankart alıp ben bu kadar zam aldım diye mi dolanıcam. Hayır sen zam alsan yine açım ben açççç, yetmiyor diye ağlarsın, ne diye gelip bana çemkiriyosun it?

Alacağım üç kuruş parayı da gırtlağıma dizdiler, gözleri kaldı yavşakların. Geçen ay vergi dilimine girdim onu da alamadım. Şimdi de yıllık zam oranları açıklanıcakken herkes de bir, sen zaten zam aldın ne diye konuşuyorsun havası var.  Herkes ahlak polisi, herkes doğru insan. E ama ben herkesin taa.....!! Neyse yazar burda cam çerçeve indirmek üzere yazıyı noktalıyor.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Biri İçimdeki Romantiği Sustursun

İçimdeki romantiğin hortladığı havalardan biriyle daha karşı karşıyayız. Bir İstanbul'lu olarak resmen kara hasret kalmıştım. Ve sonunda yağdı! Sahilde oturduğumu için tutmuyor ama olsun yine de lapa lapa yağan bu güzelliği seyretmek kadar huzur verici bir şey yok benim için.

Kar yağdı mı yanımda beni saracak sıcak kollar dışında başka hiçbir şey istemiyorum. Sevdiceğimle pencerenin yanına tüneyelim, ayaklarımızı kalorifere uzatıp sıcak şaraplarımızı yudumlayalım istiyorum. Kapayalım bütün ışıkları, huzurla bu manzarayı izleyelim. Yalnızlıktan ölümüne korkan ben, aylardır pek çok güzel şeyin tadını tek başıma çıkarmayı öğrendim. Ama yine de böyle havalarda mutluluğumu paylaşacak birini istiyorum yanımda.

Ah gelecekteki tatlı sevgilim! Seninle ilgili öyle romantik planlarım var ki! Nolursun öküz çıkma sen de diğerleri gibi. Sen de sev benim gibi romantik detayları. Suyunu çıkarmadan yaşayalım bütün güzellikleri. Evrene senin için öyle çok mesaj gönderdim ki! Bir yerlerdesin biliyorum. Evren mesajları kaydetti. Eminim şu anda sana bu mesajları iletmekle meşgul. Umutlarım tükenmeden, romantizme inancım bitmeden gel artık! 

8 Ocak 2012 Pazar

Sigaram Benim Biricik Sevgilim

Sigara içmeyi ne kadar çok sevdiğimi bütün dostlarım bilir. Resmen nefesi içime çekerken mest olurum. Yaklaşık 8 yıldır içiyorum. Bunun son dört senesini slim,nikotin oranı düşün olan bir markayla geçirdim.Çevremde de herkes sigara içtiğinden bırakmayı hiç düşünmedim.

Ta ki ofistekiler yeşilaycı olmaya karar verene kadar! Yeni yılla beraber üç kişi sigarayı bıraktı. Ben de , "Aman yeaa hepiniz başlayacaksınız, ben bırakmam. Bugüne kadar hiçkimseyi yarı yolda bırakmadım uleyynn!" . gazındaydım. Ama çaktırmadan da bıraksam mı acaba, hazır herkes bıraktı diye de içleniyodum. Cuma günü o kadar yogun bir gündü ki ofiste, öğlene kadar sigara içemedim. Ya öğlen olmuş bu kadar saat içmemişim, hadi deneyeyim bakalım ne kadar sürecek dedim. Günlerden Pazar, bugün 2 tane aromalı şu bayan sigaralarından içtim, o kadar. O da lanet arkadaşlarımla görüştüğüm için, baca gibi tüttü kalleşler! Dayanamadım içtim iki tane. Ama arkadaş, o kadar çok canım istiyor ki karton sigarama bakıp içli içli şiir yazasım geliyor. Bir de intihar komandosu gibi Halil Sezai dinliyorum. Hay benim kedi canımı! Niye bıraktım paldır küldür? Cuma günıü sigara mı bırakılırmış? Diyete, spora nasıl Pazartesi başlanıyorsa, keza sigara da Pazartesi bırakılabilinir.

Şimdi insanlar niye sigarayı bırakınca kilo alıyorlar anlıyorum. Bu sigaranın boşluğunu hiçbir çikolata, cips kapatamıyor ama! Çekirdek çıtlayıp duruyorum ben de. Yakında kendime bir tespih alıcam o olacak.Hayatta en sevdiğimi ki şeyi de şimdilik hayatımdan çıkarmak zorunda kaldım. Türk kahvesi ve alkol! Sigarasız çok piç gibiler, çok boynu bükük. Off ya ofistekiler sigaraya başlasın Allah'ım nolur, ben çok özledim şu mereti  !

6 Ocak 2012 Cuma

Çağın İlişki Modası

Bugünlerde çok enteresan şeyler oluyor. İlişkilerin ne kadar yozlaştığının farkında olmayan yoktur herhalde. Erkek - kadın ilişkilerinde durdurulamayan bir değişim başladı. İki cins arasında uçurum, "Tehlikenin farkında mısınız?" sloganıyla eş değer benim gözümde.

Erkekler bağlanmaktan, kadınlar aldatılmaktan korkar oldu. Bağlanmaktan kaçan erkek gün geçtikçe daha sığlaşmaya başlayıp, günü birlik ilişkileri kovalamayı seçti. Bu da sadece cinsellik üzerine kurulu bir düzeni getirdi. Cinsellik güzeldir, sex candır, kandır ama benim için içinde duygusallık, aşk olmayan cinsellik sadece anı yaşamak, içindeki boşluğu doldurmaktan ibarettir. Erkekler kadar kadınların da değiştiğini görmek beni inanılmaz ürkütüyor. Kadınlar duygusal boşluklarını gerçek sevgiyle dolduramadıkları için, erkekler gibi günü birlik ilişkilere kaymaya başladı. İşte işin garip noktası burda başlıyor. Her iki tarafta artık sadece cinselliği eğlendiği, anlaşabildiği insanlarla yaşamak istiyor. Kısacası günümüzün popülerleşen ilişki şekli "Fuck buddy". Tıpkı şu Justin Timberlake'in "Friends With Benefits" filmindeki gibi.

Bu fuck buddy nedir? Karşı cinsten olan arkadaşınla bir güzel yatıyorsun, tüm cinsel ihtiyaçlarını karşılıyorsun, istediğin zaman yemeğe gidiyorsun, sinemaya gidiyorsun ama ilişki bazında hiçbir sorumluluğun olmuyor bu kişiye karşı. Başkalarıyla takılabiliyorsun, doğum gününü kutlamak zorunda değilsin, zorlama aşk sözcükleri yok. Alan memnun, satan memnun. Ama ben hiç memnun değilim bu durumdan! En yakın arkadaşım, dört yıllık ilişkisinin arkasından içinde duygusal boşluğu, terk edilmişliğin verdiği acıyı yok etmek için böyle bir ilişkinin içine soktu kendini. Kaldı ki bu fuck buddy'ai önümüzdeki ay başka şehire taşınıyor. İçindeki duygusal boşluğun ikiye katlanacağının farkında değil ve ben buna çok üzülüyorum.

Buna üzülmenin dışında sanırım ben de bu yolda ilerliyorum!! Tamam iki tane suratıma çakmanıza izin var, çok haklısınız.Ama benim durumum farklı. Bu fuck buddy benim bir yıldır aşık olduğum kişi. Hani dosttan sevgiliye dogru kayarken, çocuğun korkup kaçmasıyla biten  yarım kalmış hikayem. Hiç bir yarım kalmış hikaye tamamlanmadan bitmiyor bunu anladım. o bilinmeyen insanın içini kemiriyor. "Nasıl olurdu acaba?" düşüncesi bile çile  gibi. Şimdi biz birbirimizi arzuluyoruz, merak ediyoruz. E ben bir de bu adama bağımlı gibiyim, ne yapsa atamıyorum aklımdan. Ki sizi temin ederim ki her türlü piçliği yaptı sağolsun. Ama aşk işte aka - boka konar misali. Ne yapıcam bilmiyorum. Bilinç altımda kocaman bir bölüm ki o bölüm gerçekten gerizekalı (!) onunla cinsellik yaşarsam bana bağlanacağını söylüyor. Ama biliyorum boş değil bana karşı. Yani ben de bir Adriana Lima değilim, tamam Rihanna'ya benziyorum ama sex tanrıçası değilim. Çocuk ille de benimle yatacak diye maymuna dönmez.

O beni çok sevse, ben onu çok sevsem fuck buddy olmasak, herkes aslında duygusal olarak karşındakine muhtaç olduğunu anlasa, yüzeysellikten vazgeçsek çok harika olmaz mı ?? Bence olur ^_^