4 Mayıs 2013 Cumartesi

Fotoğraflar Anılara Karşı

Bilgisayarım çöktü geçenlerde. Beş senedir aynı laptopu kullanıyorum ve yıllar içinde bir sürü fotoğraf, müzik, dosya biriktirmiştim. Benim gibi yazarak içini boşaltan birinin bir sürü yazı biriktirmesi doğal. Ve bütün bu senelerce biriktirdiklerim yok oldu gitti. Harici belleğim bozuldu, yedeklerimin bir bölümünü kurtarabildim.

Kurtardığım fotoğrafları klasörlerken bir garip oldum. Fotoğraf silmeye kıyamam ben. İnsanlar sevgililerinden ayrılır ilk olarak anılarını silip, yok eder. Bense göremeyeceğim bir yere koyar, acısı dinince açıp bakar, o günleri gülümseyerek hatırlar, o anıdan bu anıya sürüklenirim. Fotoğraf dediğin güzel anların karesidir. Dolayısıyla baktıkça mutlu oluyorum.

Anılarıma tek tek bakarken her gelen yılın bir öncekini arattığını fark ettim. Hayat ne garip, büyüdükçe bilinçleniyorsun. Bilinçlendikçe hayat seni tatmin etmemeye başlıyor ve problemler büyüyor. Geçmişe baktıkça ne kadar çok sevdiğim insanın hayatımdan kayıp gittiğini görüyorum.

Beş yıl birlikte olduğum ve sonrasında da en son iki buçuk yıl çıktığım erkek arkadaşımın fotoğraflarını buldum. İnsan olarak hala onları çok seviyorum. Aklımda hiç bir kötü anı yok. Güzel günlerin anılarına bakmak da içimi acıtmıyor. Demek ki içimdeki her şey bitmiş onlara karşı.

Eski telefonumun içindekileri de yedeklemişim zamanında. O kadar çok "O" na dair fotoğraf var ki laptopu kırasım geldi. Zaten "O"nsuz geçen ilk yaz oldukça flashback yaşatıyor, evde yalnız kaldıkça zihnime üşüşüyor anılar. Bir de yetmiyormuş gibi  görsel olarak da karşıma çıkması mideme krampların girmesine yetti. Yengeç burcu yerine öküz burcu olsaydım keşke.O zaman geçmişi ait olduğu yerde bırakmak daha kolay olurdu. Demek ki neymiş bu fotoğraflar bir kaç sene sonra bakılmak üzere gözden ırak bir yere konulacakmış.

Eski ofisimde işe ilk girdiğimdeki yemek organizasyonlarının fotoğraflarını da buldum. O kadar çok özlüyorum ki eski işimi, arkadaşlarımı elime ofisle alakalı her hangi bir şey geçtiği an burnumun direği sızlıyordu. Sanki o hassasiyetim gitmiş. Yine içim burkuldu bakarken ama ağlamadım, nasıl olduysa :) 

Geçen sefer ki yazımda da yazmıştım. Bence yaşanılanları unutmak diye bir şey yok, sadece alışmak var. Ben de elimden geldiğince alışmışım geçmişin geçmişte kalmasına. Önüme bakmışım, tökezlemişim zaman zaman. Ama işte bazen öyle bir şey oluyor ki anılara dair kokular, yerler, şarkılar, yemekler ve elbette fotoğraflar o alışmak için sarf ettiğin bütün anıları bir anda canlı kanlı karşına çıkarabiliyor. Sanki hiç üstünden zaman geçmemiş ve sen zaten yeterince gidenlere ağlamamışın gibi...





1 yorum:

  1. How to create a virtual casino - DrMCD
    There 세종특별자치 출장마사지 are three 과천 출장마사지 main parts of virtual casino software: Live 동해 출장샵 Casino, Live Casino, Online Roulette, Roulette. The first 이천 출장샵 part 영주 출장샵 is to connect your

    YanıtlaSil